Vatandaştan tam not!

“Girne Belediyesi, bu süreçten başarıyla çıktı”

Vatandaştan tam not!
05 Haziran 2020 Cuma 12:52

banner9

Dünya bir anda Korona virus salgınıyla karşı karşıya kaldı. Yaşam durdu. Ülkeler arası geliş gidişler durdu. İşyerler bir süre kapandı. Şimdilerde ise yaşam normale dönmeye çalışıyor. Salgın sürecinde özellikle yerel yönetimler sahadaydı. Girne Belediyesi de bu süreci en iyi yöneten belediyelerdendi. Bölgede alınan önlemler zaman zaman hükümete öncülük ederken, duyarlı iş insanlarının da katkılarıyla binlerce insana gıda paketleri ulaştırıldı. Girne Belediye Başkanı Nidai Güngördü, yaşanan kriz yönetimi ve normalleşme süreci hakkında Express’in sorularını cevapladı.

Tüm dünyayı etkisi altına alan bir salgın süreci yaşandı ve hala daha yaşanıyor. Kuzey Kıbrıs’ın en gözde kenti Girne bu süreçte neler yaşadı sizden öğrenmek istiyoruz. 14 Mart 2020 itibarıyla ülkeye giriş çıkışların durması, tüm işyerlerinin kapsamında ve sokağa çıkma yasağı süreci…Girne Belediyesi olarak bu süreçte neler yaptınız? 

Sizin de bahsettiğiniz gibi tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgınından ülkemiz de etkilenmiştir. 14 Mart’tan itibaren işyerlerinin, okulların ve pek çok sektörün kapanmasıyla Girne kenti de sessizliğe büründü. İnsanların pek çoğu ilk günden itibaren bu işi ciddiyetini ve önemini kavramış durumdaydı. 

Tabi ki marketlerin, eczanelerin vb. birkaç sektörün açık kalmasıyla da kısmi olarak insan ve araç akışı devam etti. 

İnsanların temel ihtiyacı tabi ki en başta gıda sonra da barınmadır. Bu ihtiyaçların giderilmesi için de belediyemizin günün koşullarına göre  yeni bir organizasyona gitmesi kaçınılmazdı. Ve şunu da aklımızdan çıkarmadık. Girne kentinde kimler yaşar sorusu. Otel ve gazinoların yoğun olduğu Girne kentinde çalışan insan sayısını yaklaşık 6-7 bin kişi. Öğrenciler de ilave edildiğinde salgın döneminde Girne’de yaklaşık 9 bin kişinin ihtiyaçlı olduğu söylenebilir. Aynı zamanda Girne’de üçüncü ülke insanları da yoğunlukla bulunmaktadır. Vatandaş olsun veya olmasın herkesin temel ihtiyaç maddelerinden eşit şekilde yararlanması ilkesinden hareket ederek, 20 Mart’tan itibaren insanların gıda ihtiyaçlarının karşılanması için çok ciddi bir organizasyon gerçekleştirdik. 

Ülkede bu süreçte gıda dağıtımlarına ilk başlayan belediyeler oldu. Özellikle Girne belediyesi olarak nasıl organize oldunuz? 

 “Acil hatlar oluşturuldu. 

Her gün dağıtımlar yapıldı” 

Evet. Altı çalışanımızın acil hat diye ilan ettiğimiz telefon hatlarına bakmasıyla güne 08:00’den itibaren başlayarak yaklaşık 60 gün boyunca gece 20:00’ye kadar ihtiyaçları tespit etme, ihtiyaçlıların adreslerini ve aile yapılarını belirlemek ve onlara ihtiyaçlarını ulaştırmak için yoğun bir tempo ile çalışıldı. Bu süreçte çok büyük emek harcayan personelime de ayrıca sizin aracılığınızla teşekkür ederim. Çünkü, böylesi olağanüstü bir süreçte, canları pahasına görevlerinin başındaydılar. Öğrenci yurtları ile iletişime geçilerek yurtlardaki öğrenci sayısı belirlendi. Tabi ki bu belirlenirken, yurtlardaki öğrenciler evlerde kalan arkadaşlarına da bu konuda bilgi vermiş olmalı ki onlar da bizlerle iletişime geçmeye başladı. 

“Liman giriş çıkışlarında da 

önlemler alındı” İlk üç gün içerisinde limandan yaklaşık 3 bin öğrenci ve aile bireyi çıkış yaptı. Yine 3 gün çerisinde 225 tır gıda ve hijyen malzeme temini için giriş çıkış yaptı. Feribot limanında yaşanan bu olağanüstü yoğunlukla mücadele için ayrı bir organizasyon yapıldı. Öncelikle yolcu salonları, ofisler dezenfekte edildi. Ve halen bu işlemler devam etmektedir. Feribotun içindeki salonlar da ayni şekilde dezenfekte işlemine tabi tutuldu. Bunun yanında ülkeye giriş yapan tırların olası bir salgın hastalığı taşıma riskine karşılık tırların araç lastiklerini dezenfekte edilerek şehre girmesi için halılardan oluşan dezenfekte çukurları oluşturduk, böylece tırlar dezenfekte çukuru içinden geçerek şehre giriş yapıyordu. Ayni zamanda tırların şoför kabinleri de dezenfekte edilerek önlemler alındı. 

Bu işlemler yürütülürken, Kaymakamlık ve Limanlar Dairesi ile işbirliği yaptık.

Süreç içinde hizmet vermeye başlayan polis karakolları, karantina otelleri ve kamu binalarındaki dezenfekte ve hijyen koşullarının sağlanması için gerekli çalışmaları yaptık. Bölgemizdeki, tüm görevli personellerin (polis vb.) eldiven ve maskelerini temin ettik. Sürecin uzaması nedeniyle gıda paketlerinin dağıtımında görevli arkadaşların ve şehirdeki açık bulunan işyerlerinin denetimlerini yapan zabıtaların covid-19 testleri yapıldı. Bütün bunların yanında sağlık sorunları yaşayan, tıbbi ilaç ihtiyacı olan, ameliyat olması gereken ihtiyaçlı kişilere yardımcı olduk.  65 yaş üstü vatandaşlarımız yüksek risk grubunda oldukları için hastaneden ilaç temini ve market alışverişi gibi taleplerini yerine getirdik. 

Aynı zamanda bu süreç içerisinde çeşitli nedenlerle barınma sorunu ortaya çıkan insanların açık bulunan pansiyonlarda kalmalarını sağladık. Ülkede mahsur kalan ve ülkesine çıkış yapmak isteyenlere de yasal çerçevede yardımcı olmaya çalıştık. Okulların kapalı olması nedeniyle ihtiyaçlı çocuklara Anafartalar Lisesiyle işbirliği yaparak tablet temin ettik ve dağıtımlarına yardımcı olduk. Bu süreç devam ederken Belediye Meclis üyeleriyle sosyal mesafe kurallarına uygun toplantı yaptık, iki üç kez de online görüşme yaparak kararlar ürettik. Bu süreçte belirtmek istediğim bir diğer konu ise başından beri sürece önemli katkılarımızın olduğunu belirtmek isterim.

Hükümete öncülük 

eden kararlar

Öncelikle salgının engellenmesi amacıyla kentin giriş ve çıkışlarına polis barikatları önerdik ve bu Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilerek kente giriş çıkışlar denetim altına alındı. 

Bu konuda esas üzerinde durduğumuz görevi olanlar dışında normal vatandaşların Girne’ye gelmelerine neden herhangi bir konunun olmadığıydı. Günümüz koşullarında her bölgede ve beldede market, eczane benzin istasyonu vb. ticari faaliyetler vardır. Bu nedenle kente giriş çıkışları kontrol altına almak istedik. Diğer bir konu maske konusundur. Biz belediye olarak kamusal alanları kullanacak olanları ve market, vb. işyerlerine gideceklerin mutlaka maske kullanmaları gerektiğini gündeme getirdik. Bunun yanında yeniden faaliyete geçecek iş kolları belirlenirken yüzme havuzu temizliği vb. işlerle uğraşanların şahıs veya şirketlerin mutlaka faaliyete geçmesi gerektiğini vurgulayarak hükümetle işbirliği içerisinde bunu sağladık. Bu konuda düşüncemiz ise kıştan yaza geçerken covid-19 nedeniyle evlerine gelemeyecek olanların havuzlarında meydana gelecek kirlilikten yoğun bir sivrisinek üreyeceğini düşündük. 

Bu konuda son olarak paket servisi yapan işyerlerinin serbest kalması gündeme geldiğinde bazı otellerin de restoran kısımlarında paket servisi yapılacağı duyuruları yapılmıştı. Biz bölgemizdeki küçük esnafı korumak amacıyla belediyemiz hudutlarında otellerin paket servisi yapamayacağını kararını alarak basın yoluyla bunu duyurduk. Bunun ardından da merkezi hükümet bizim bu kararımızı genel bir karar alarak tüm ülkede uyguladı. 

Şu anda işyerleri artık açıldı. Salgın öncesi ve salgın sonrası diye bir ayrım yaparsak, salgın sonrasında sizce hayatımızda neler değişecek? 

Bu yeni dönemde tabi ki yeni alışkanlıklar ve uyulması gereken yeni kurallar oluşacaktır. Bunda da gerek merkezi hükümetin gerekse yerel yönetimlerin öneri ve kararlarına vatandaşlarımızın ciddi şekilde uyması gerekmektedir. Örneğin hijyen koşullarına daha çok dikkat etmeliyiz, sosyal mesafe kurallarına uymalıyız, bulunduğumuz toplu ortamlardaki davranış ve hareketler, zorunlu olmadıkça kalabalık yerlere gitmeme ve mümkün olduğu kadar fatura ödemelerimizi online yapmak gibi. Yurt dışı seyahatlerimizde de bu dönemden sonra biraz daha temkinli olacağımız da bir başka gerçektir. 

Bu sürecin hem bölgeyi hem de ülkeyi ekonomik olarak kötü etkileyeceği ortada, bunu siz nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Ekonomik hayatla ilgili ise özellikle şunun altını çizmek isterim ki bu dönemde toplumu üretimden koparılmasının acılarını yaşadık ve gerçeklerle yüzleştik. Bizler yıllar içerisinde var olan fabrikaların kapanmasına engel olamadık, zeytine harnuba, portakala ve limona önem vermedik. Yeni arayışlar içerisine girmedik. Örneğin, kaliteli zeytinyağı elde etme, kaliteli bal elde etme gibi.

Yani, başka bir değişle içsel dinamiklere önem vermedik. Bütün ekonomik yaşantımızı dıştan gelecek turist ve öğrenciye göre şekillendirdik. İthalat ve ihracat dengesi açısından ise lüks ve pahalı emtialara yatırım yaptık. Dolayısıyla bütün bunların zorluklarını yaşadık. 

Tüm bunlardan ders çıkarmalıyız ve yeni dönemde içsel dinamiklerimizi harekete geçirmeli, üretime önem vermeliyiz. Sadece turist öğrenci ve inşaat sektörüyle tüm ekonominin sağlıklı bir şekilde yürütülmeyeceği gerçeğiyle yüzleşmiş olduk. 

Belediyelerden hükümet tarafından yapılan kesinti var. Bu sizleri nasıl etkiledi ve etkileyecek? Belediyenin çalışmalarında bir değişim olacak mı?

Bu sürecin sonunda bizler de belediye olarak sosyal belediyeciliğe önem vermemizin doğru olacağından yola çıkarak yeni bir şekillenme içine girmemiz kaçınılmazdır. Bir seferberlik halinde okullar, halk ve duyarlı herkesle ağaç dikimine önem vermeli özellikle de mevcut zeytin, harnup, portakal ve limon potansiyelini koruma hedefini bir devlet politikası haline getirmeli ve bu potansiyeli çoğaltmamız gereklidir. 

Bu süreçte bizler de belediye olarak büyük zorluklarla karşılaştık, belediye veznelerine girişler 50-60 gün boyunca sıfır noktasına geldi. Dibe vurdu. Buna karşın, bu süreçte yukarıda da izah etmeye çalıştığım işler nedeniyle de bütçelerimize ek yükler binmiştir ancak merkezi hükümet tasarruf tedbirleri adı altında merkezi hükümetten gelen ve yasal hakkımız olan katkı payımızdan yüzde 25 kesinti yapmıştır. Bu üç ay boyunca devam edeceği söylenen bu kesintinin belediyemize maliyeti yaklaşık 4 milyon TL civarındadır. Bu süreç bir kez daha göstermiştir ki, yerel yönetimler yani belediyeler halka doğrudan dokunan kurumlardır. Belediyelerin zayıflatılması değil, güçlendirilmesi gerçeği bir kez daha ortaya çıkmıştır. Merkezi hükümetin belediyeleri rakip görmemesi gerekir, aksine belediyeler hükümetlerin ve devletlerin şehirlerdeki yüzleridir. Çünkü belediyeler şehirlerindeki insanların nabızlarını, ihtiyaçlarını en iyi şekilde tutan, hisseden, yönlendiren ve yardımcı olmaya çalışan kurumlardır. Ülkemizde yerel yönetimlerin güçlenmesi için önemli bir vesile ve dönüm noktası olabilir, belediyelerimiz aynı zamanda demokratik halk için birer mevzi durumundadur. Bu nedenle insanların sığınabileceği, düşünce ve görüşelerini aktarabileceği, yardım isteyeceği yapılardır ve bu yapıların güçlendirilmesi gerektiği ortaya çıkmıştır. 


İlgili Galeriler
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.