“Çiftçi üretimden vazgeçiyor”

Halkın Partisi MYO Üyesi ve Ziraat Yüksek Mühendisi Turgut Alas, “Çiftçinin ürününü satarak, yaptığı masrafı (yani girdi maliyetini) karşılamak ve geçimini sağlayarak üretimi sürdürebilecek bir gelir elde etmesi gerekiyor. Bunu yapamadığında da zarar edeceği için ya borçlanarak üretime devam etmek ya da üretmekten vazgeçmek zorunda kalıyor”

“Çiftçi üretimden vazgeçiyor”
10 Nisan 2022 Pazar 11:13

banner9

Halkın Partisi MYO Üyesi ve Ziraat Yüksek Mühendisi Turgut Alas,  çiftçinin büyük sıkıntı içerisinde olduğunu belirterek “Üretim için tohum, fide, fidan, gübre, finansman kaynağı (yani para), işçilik, mazot/benzin, tarım makineleri, su, enerji gibi birçok girdi kullanılıyor. Bu girdiler de bir üretim maliyeti oluşturuyor. Çiftçinin üretim yapabilmesi için bu girdileri kullanmaktan başka çaresi yok. Günün sonunda, ürününü satarak, yaptığı masrafı (yani girdi maliyetini) karşılamak ve geçimini sağlayarak üretimi sürdürebilecek bir gelir elde etmesi gerekiyor. Bunu yapamadığında da zarar edeceği için ya borçlanarak üretime devam etmek ya da üretmekten vazgeçmek zorunda kalıyor” dedi.

Alas gübreye 1 yılda %200-400 arasında zam geldiğini söylediği açıklamasında “Bitkisel gelişimi, verimi ve kaliteyi artıracak en önemli girdi kalemi olan gübre fiyatlarına baktığımızda son bir yılda neredeyse %200 ile %400 arasından bir artış görüyoruz. Bunun yanında ülkemizdeki gübre ihtiyacının neredeyse tamamı ithalata dayalı.

Yine son bir yılda tohum fiyatlarında %400 ile %500 arasında bir artış gözlemliyoruz. Mazot/Benzin gibi enerji kaynaklarını durumu ortada. Bunlara sulama suyu için kullanılan elektrik enerjisini ve bu nedenle artacak olan sulama suyu fiyatlarını da ekleyebiliriz” diyerek çiftçinin içerisinde olduğu zor durumu gözler önüne serdi.

Üretimde kullanılan girdi maliyetlerinin son yıllardaki artışının gıda fiyatlarındaki artışa da yansıması beklenmeyecek bir durum olmadığını belirten Alas, esas sorunun ise gıda fiyatlarındaki artıştan (yani gelirden) en az payın üreticiye düşüyor olması. Komisyonlar, vergiler, nakliye, market kâr oranı gibi faktörler ile tüketiciye sunulan gıdanın tarla alım fiyatının 2-3 katına çıktığını belirtirken, “Zarar eden üreticinin üretimden vazgeçmesi demek, yerel üretimin tamamen sona ermesi ve gıda ihtiyacının ithalata bağımlığının artması demektir. Bu da hali hazırda artan gıda fiyatlarının günden güne daha da artmasına sebep olacaktır. 

Bunların yanında dış ticaret politikasının yerli üretim ve ihracattan çok ithalata dayalı olması da fiyat artışlarındaki en önemli etkenlerden biri olarak kabul edilebilir. İthalat yaptığımız Türkiye Cumhuriyeti’nde de buradan farksız olarak, girdi maliyetlerindeki ve gıda fiyatlarındaki artış bizde de çarpan etkisi ile pahalı gıda tüketimine sebep oluyor” diyerek sözlerini bitirdi.

Peki ne yaparsak bu durumu minimize edebiliriz ? 

- İthalata dayalı tarım politikası yerine kendi ülkemizin tarımsal potansiyelini değerlendirerek, üretim odaklı bir politikaya geçiş şarttır. 

- Hasat sonrası ürün kaybını minimize edecek depolama ve muhafaza koşullarının geliştirilmesi gerekmektedir. 

- Çiftçinin üretim yapmasını kolaylaştıracak, üretimden vazgeçmesinin önüne geçecek, girdilerin temininde ve ürünlerin satışında etkin bir kooperatifçilik anlayışının hızla hayata geçirilmesi gerekmektedir. 

- Girdi fiyatlarını düşürecek düzenlemeler ve planlamalar yapılmalıdır (kısa vadede vergilerde düzenleme, uzun vadede tarımsal girdi sanayisini geliştirme). 

- “Yerelde üret, yerelde tüket” modeli ile ithalata bağımlılık azaltılmalı, her bölgenin kendi içinde tarımsal potansiyeli maksimum düzeyde değerlendirilmelidir. 

- Yerel yönetimler, kooperatifçilik ve/veya kümelenme gibi modeller ile hem üretim hem de üretilen ürünlerin tüketiciye en kısa yoldan ulaşmasını sağlayacak çalışmalar yapmalıdır. 

- En önemlisi ise üretici, aracı, toptancı, marketçi ve özellikle politika yapıcıların birbirleri ile rekabet etmek yerine, bu durumdan nasıl çıkılacağının planlamasını ortak vizyon ile belirlemesi gerekmektedir (doğru modellenmiş bir hal yasası). 

- Özetle gıda fiyatlarının artışında tek bir neden yok. Yanlış ekonomi, tarım ve dış ticaret politikası; girdi fiyatları artarken çiftçinin gelirinin aynı oranda artmaması ve zarar etmesi; zarar eden çiftçinin üretimden vazgeçmesi ya da doğru üretim modellerinden uzaklaşması yukarıda bahsettiğim diğer sebepler ile birleşince çözülmesi gereken sorunların neler olduğunu sanırım ortaya koyuyor.

- Ve unutmayın ki temel nedenlerden biri olan yanlış tarım politikalarını düzeltmeden gıda fiyatlarını indireceğiz söyleminde bulunmak, gerçeklerden uzak, günü kurtarmaya yönelik söylemlerden öteye geçmeyecektir.


İlgili Galeriler
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.