Ortak ve ayrı listelerde hem avantaj hem risk var

14 Mayıs seçimlerinde ilk kez uygulanacak hesaplama yöntemi, ittifaklar için avantaj doğurduğu kadar risk de yaratıyor. İttifaklar 2018’deki oy oranlarını korusa bile, partilerin bu sistemde bir eksik ya da bir fazla milletvekili çıkartmaları söz konusu olabilecek...

Ortak ve ayrı listelerde hem avantaj hem risk var
15 Nisan 2023 Cumartesi 13:18

banner9

Seçim sisteminde geçen yıl yapılan değişiklikler partileri ittifak kurmaya, mümkün olduğunda milletvekili aday listelerinde ortaklaşmaya yöneltti. Aynı ittifakta yer almalarına rağmen bazı partiler ayrı listelerle seçime girecek. Bu durum hem ittifak içi tartışmalara yol açtı hem de aynı ittifaktaki partileri risklerle karşı karşıya bıraktı.

Türkiye uzun yıllardır seçimlerde “D’Hondt sistemi” olarak anılan sistemi kullanıyor. Belçikalı hukukçu ve matematikçi Victor D’Hondt tarafından 1878’de tasarlanmış nispi temsil hesaplama yöntemi olan sistem, Türkiye’de 1961’den bu yana, 1965 genel seçimi ile 1966 ara seçimi dışında, bütün milletvekili genel ve ara seçimlerinde kullanıldı.

Sistem aslında basit. Önce bir seçim bölgesinde kullanılan oy oranı ve o bölgeden kaç vekil çıkacağına bakılıyor. Örneğin İstanbul 2. Bölge’de, bir vekil için yaklaşık 100 bin oy gerektiği hesaplanıyor.
Ardından partilerin bu bölgede aldıkları oy sayıları yazılıyor. En yüksek oyu alan partiye bir milletvekilliği yazılıyor. İkinci vekilliği kazanan partiyi bulmak için yine aynı sıraya oylar yazılıyor. Ancak bir vekillik kazanan partinin toplam oyu, ikiye bölünüyor. Diğer partilerin ise aldıkları toplam oy burada yazıyor. İkinci sırada en yüksek oy hangi partiye aitse bu partiye vekillik yazılıyor ve üçüncü sıraya geçiliyor.
Aynı parti ikinci milletvekilliğini de kazanıyorsa, bu kez aldığı toplam oy üçe bölünüyor ve çıkan rakam toplam oydan düşülerek sonraki sıraya yazılacak oyu bulunuyor. Bu yöntemle bütün vekillikler, oylar bölüne bölüne bulunuyor.

‘Daha çok vekil’ hesabıyla getirildi

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildikten sonra seçim kanunları değişti ve partilere genel seçime ittifak kurarak girme hakkı tanındı. Seçim bölgelerinde ittifaktaki partilerin toplam oyuna bakılarak kaç vekil çıkartacaklarının hesaplanacağı da düzenlendi. Böylece ittifak listesinin D’Hondt sistemine göre yüksek sayıda vekil çıkartma olanağı doğdu. Önce ittifakın o bölgeden kaç vekil çıkartacağı hesaplanıyor, daha sonra ittifaktaki partilerin bunlardan kaçını alacağı belirleniyordu.

AKP-MHP’den oluşan Cumhur İttifakı bu yöntemle daha az vekil çıkarttığını düşünerek, geçen yıl sistemde değişikliğe gitti.

Yeni sisteme göre ittifakın toplam oyu seçim barajını aşmak için geçerli sayıldı. Ancak ittifaktaki partilerin vekil çıkartması için o seçim bölgesinde kendi aldıkları oya bakılacağı düzenlendi.

Bu durum özellikle küçük partileri zora soktu. İktidarın yaptığı değişiklik, partileri ortak listeye zorladı.
Eski sisteme göre 100 bin oyla vekil çıkartılan ve örneğin 3 milletvekili çıkartan bir seçim bölgesinde ittifaktaki A partisi 230 bin, B partisi 70 bin oy aldığında, ittifak üç vekil kazanıyordu.

Yeni sistemde ise ayrı listelerle girmeleri halinde sadece A partisi 2 vekil çıkartacak, B partisi ise vekil çıkartamayacak. Bu vekillik, yüksek olasılıkla rakip ittifaktaki yüksek oy alan partiye gidecek.

Bu nedenle CHP kendi listesinde, seçilebilecek yerlere farklı partilerden 25’e yakın isim koydu. DEVA, Gelecek, Demokrat Parti, Saadet Partisi ve İYİ Parti’den bazı isimler CHP listesinde yer aldı. İYİ Parti ayrıca kendi listesiyle seçime giriyor.

Cumhur İttifakı’nda da AKP listesinde HÜDA PAR ve Yeniden Refah Partisi adayları yer alıyor. MHP ise kendi listesiyle seçime giriyor.

Bu durum bazı bölgelerde riskler, bazı bölgelerde avantajlar yaratacak. Aynı riskler ve avantajlar iktidar için de geçerli.

İstanbul 2. Bölge’de 2018’de 3 milyon toplam seçmenden 2 milyon 700 bini oy kullandı. 28 milletvekilinin seçildiği bölgede, bir vekillik için 90 bini aşkın oy gerekiyordu.

1 milyon 218 bin oy alan AKP ile 218 bin oy alan MHP, 15 vekil çıkarttı. Zira ittifak kuran iki partinin toplam oyu üzerinden hesap yapıldı ve artık oylar, düz bir hesapla bir fazla vekil çıkartmalarını sağladı. Ancak yeni sistemde oylar ayrı ayrı değerlendirilecek. Aynı oyu alması durumunda AKP, bir vekil daha az çıkartacak.

Muhalefet için de aynı risk mevcut

Ancak muhalefet için de riskli bir durum söz konusu. CHP’nin de aynı oyu alması durumunda bir vekil daha az çıkartması olası. Zira CHP ile İYİ Parti oyları ittifaka bir fazla vekil gelmesini sağlamış ve bu vekillik CHP’ye gitmişti.

HDP bu bölgede 331 bin oy alarak üç vekil çıkarttı. TİP ile HDP’nin yerini alan Yeşil Sol Parti, aynı ittifakta yer almalarına rağmen bu bölgede iddialı isimlerle ve ayrı listelerle seçime giriyor. Bu durum oyların bölünmesine yol açar, örneğin Yeşil Sol 250 bin, TİP 80 bin oy alırsa üç vekillikten biri kaybedilecek. Vekil çıkartılmasını sağlayacak yaklaşık 130 bin oy da boşa gidecek.

Ancak diğer partilerin ayrı listelerden girmesi, ortak liste ile seçime girmeyen başka bir partiye avantaj da yaratabilecek. Bunun için partilerin oylarını yükseltmeleri gerekiyor. Yeşil Sol Parti, HDP’nin aldığı kadar oy alır, TİP de 100 bin ya da 200 bin oy alabilirse, ittifaktaki bu partiler toplam beş vekil çıkartma şansına da sahip. Aynı ihtimal diğer partiler için de geçerli.

Yeni sistemin partilere ortak liste ile seçime girmeleri halinde avantaj sağladığı ortada. Ancak AKP ile MHP’nin de ayrı listelerle seçime girmeleri göz önünde bulundurulduğunda, ayrı liste dezavantajını oy sayılarını artırarak lehe çevirmek mümkün.

Gökçer Tahincioğlu'nun yazısı gazete oksijenden iktibas edilmiştir.


İlgili Galeriler
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.