İsviçre bankalarının sıcak hafta sonu

Owen Walker / Financial Times

UBS’in rakibi Credit Suisse’i kurtarmak için 3.25 trilyon dolar vermeyi kabul etmesinden iki gün sonra yöneticiler riskleri savuşturmaya ve zoraki birleşmenin yararlarını yatırımcılara anlatmaya çalışıyor.
CEO Ralph Hamers Financial Times’a şöyle konuştu: “Anlaşma sadece iki şirketi bir araya getirmekten ibaret değil. Daha büyük bir UBS inşa etmeye çalışıyoruz.”

Kurtarma hamlesi bugün itibarıyla 120 bin personeli ve 5 trilyon dolar varlığı bulunan UBS’i varlık bakımından dünyanın en büyük dördüncü bankası yapıyor. Öte yandan kurtarmanın UBS yöneticilerinin dikkatini dağıtacağı yönünde kaygılar var. Ancak yöneticiler anlaşmayı zorla yapmadıklarını, devir sayesinde bankanın hisse başı kazançlarının en geç 2027’de artacağını söylüyor.

Geçen hafta piyasa değeri 7.5 milyar dolar olan bir işletme için çok düşük bir fiyat ödediklerine ve İsviçre hükümetinin taahhüt ettiği 100 milyar İsviçre franklık (108 milyar dolar) likidite garantisine vurgu yapıyorlar.

Citigroup’tan analist Andrew Coombs’a göre UBS 3.4 trilyon dolarlık servet yönetimi varlıklarıyla Morgan Stanley’in hemen ardından dünyanın en büyük ikinci özel bankası haline gelebilir.

Banka Güneydoğu Asya ve Orta Doğu’daki en büyük aktör olmanın yanı sıra Credit Suisse’in Brezilya departmanının katkısıyla Latin Amerika’da da ilk sıralara yerleşecek.

Bazı ortak müşteriler ayrılabilir

Ancak Credit Suisse 2015’te ABD’den ayrıldığı için yeni anlaşmanın UBS’in Amerika’daki büyüme hedeflerine fazla katkı vermesi beklenmiyor.

Analistler ayrıca bazı müşterilerin halihazırda her iki bankayla da çalıştıkları için çeşitlendirmeye gitmek isteyebileceğini, dolayısıyla yeni birleşen işletmeden ayrılabileceğini söylüyor.

UBS son aylarda Credit Suisse’ten kaçan müşterilere sığınak olmuştu. CEO Hamers mevcut durumdan ürken müşterilerin Credit Suisse ve diğer kırılgan bankalardaki tasarruflarını çekmesi üzerine geçen hafta UBS’in sermaye girdisinde artış yaşandığını söyledi.

Analistlere konuşan Hamers “Geçen hafta boyunca gördüğümüz sermaye girdisi bizi güvenli liman olarak gördüklerini kanıtlıyor” ifadelerini kullandı.

Rakipleri yükseldi

Ancak UBS artık Credit Suisse’e alternatif olarak görülemeyeceği için zengin müşteriler başka seçeneklere yönelebilir. Asya’da güçlü olan bir diğer İsviçreli servet yöneticisi Julius Baer bu işten karlı çıkabilir: Julius Baer hisseleri yüzde 13 fırladı.

JPMorgan analistlerine göre Credit Suisse-UBS birlikteliği ultra zengin müşterilerin, ayrıca Asya ve İsviçre’deki müşterek müşterilerinin kaçışına karşı savunmasız hale gelebilir. İki bankadaki toplam varlıkların yüzde 55’i ultra zenginlere ait.

Credit Suisse’in en değerli varlığı kendi ülkesindeki bankasıydı. Uzmanlar ülkede “baş tacı” olarak bilinen işletmenin olası bir bölünmede 15 milyar İsviçre frangı edebileceğini söylemişti. 2017’de işletmenin grubun geri kalanından ayrı tutulan yüzde 25’lik kısmının halka açılmasına yönelik planlar yapılmıştı.
Analistler iki bankanın İsviçre pazarının yaklaşık yüzde 30’unu kontrol etmesinden hareketle birleşmenin ancak Credit Suisse bölünürse mümkün olacağını söylüyordu. Ancak UBS şu ana kadar Credit Suisse’in yurt içi bankasını bölme yönünde bir istek göstermedi çünkü özellikle kurumsal bankacılık faaliyetlerini cazip buluyor.

17 bin çalışanın işi tehlikede

Kurtarma müzakerelerinde yer alan bir isim İsviçre’de herhangi bir anti-tröst sorunu yaşanmasını beklemediğini ifade etti: “Hükümet kısa süre önce paydaşların bu anlaşmayı oylamasını önlemek adına acil bir düzenlemeyi meclisten geçirdi. Sizce rekabet karşıtı kuralları gerçekten kafaya takarlar mı?”
UBS’in yurt içi işleri sürdürmesi halinde belli şubeleri kapatması ve mükerrer yönetim pozisyonlarını kaldırması olası. Bu durumda Credit Suisse’in İsviçre’de görev yapan 17 bin çalışanının birçoğunun işi tehlikeye girecek.

USB’in 1.1 trilyon dolarlık varlık yönetimi kısmının Credit Suisse’in 400 milyar dolarlık varlık yönetimi birimiyle birleşmesi Avrupa’nın üçüncü en büyük varlık yöneticisini doğuracak.

UBS Varlık Yönetimi daha ziyade zengin müşteriler için tasarlanmış aktif stratejilere odaklanıyor. Credit Suisse’te ise pasif ürünlerin ve alternatif fonların oranı daha yüksek. Dolayısıyla iki işletme birbirini tamamlıyor.

Ancak yatırım tarafının güçlenmesi UBS’in zengin müşterilerin servetine odaklanan temel faaliyetine katkı yapsa da iki bankanın bir araya gelişi bazı riskler de getiriyor. Credit Suisse’in yatırım tarafı son yıllardaki en büyük skandallardan birinin çıkış noktasıydı. 2021 yılında finans firması Greensill Capital’a bağlanmış 10 milyar dolarlık yatırım fonunu kapatmak zorunda kalmıştı.

Çöküş mahkeme savaşlarını ve ağır sigorta taleplerini beraberinde getirdi. Credit Suisse müşterilerinin zararını karşılamaya çalışsa da süreç yıllar alabilir.

Credit Suisse bölümlerinin açık ara en riskli olanı ise yatırım bankası. UBS yatırım bankasının büyük bölümünü kademeli olarak tasfiye etmeyi amaçlıyor. UBS yönetiminin görüşlerine hakim bir isme göre Credit Suisse’in 17 bin yatırım bankası personelinin ciddi bir bölümü işini kaybedebilir. Ancak UBS işletmenin bazı kısımlarını kademeli olarak tasfiye etmek yerine satmayı da düşünebilir.

"Gerçeği" kahvaltıda kabullendiler

Credit Suisse hafta sonuna zorunlu devir tartışmalarıyla girerken bankadan kimi isimler farklı bir hayatta kalma savaşı veriyordu. Bazı yöneticiler cuma gecesi Hong Kong’un bakir Sai Kung bölgesinde bir kampta serüvenlerini filme çekiyorlardı. Ünlü maceracı Bear Grylls çekilen videoları Hong Kong’da düzenlenen yıllık Credit Suisse Asya Yatırım Konferansı’nda vereceği “en zorlu ortamlardan çıkarılan dersler” konulu sunumda kullanacaktı.

Ancak pazar günü Credit Suisse’in 167 yıllık bağımsızlığı sona erdi ve banka UBS tarafından devralındı. Ertesi gün Credit Suisse CEO’su Ulrich Körner ve Başkan Axel Lehmann personele “Hiçbir şey olmamış gibi çalışmayı sürdürmeliyiz” mesajı gönderdi.

Salı günü başlayan konferansın adı “Gerçeği Kabullenmek”. idi. Etkinliğe 1600 civarı varlık yöneticisi, koruma fonu, aile şirketi ve başka yatırım grupları katıldı.

Ancak “hiçbir şey olmamış gibi” talimatı özel sohbetlere yansımadı. Bazı katılımcılar yaşananları tiye alarak kahvaltı parasını kendilerinin mi yoksa İsviçre Merkez Bankası’nın mı ödeyeceğini sordu. Bankacıların kredi kartlarının açık olup olmadığını soranlar da vardı.

Bankanın Hong Kong CEO’su John Lee etkinliğe katılmadı. Gazetecilere gönderilen davetiyeler iptal edildi. Bir muhabirin Credit Suisse basın ilişkileri direktörünü teselli ettiği görüldü.

Başkan maç seyredecekti

Geçen nisan ayından bu yana UBS’nin yönetim kurulu başkanı olan İrlandalı yönetici Colm Kelleher’in hızlı geçen hafta sonu için başka planları vardı. Önce Aziz Patrick Günü’nü kutlayacak, ardından Zürih’teki bir barda İrlanda’nın İngiltere ile oynayacağı ragbi maçını izleyecekti.

Ancak perşembe öğleden sonra planları mahvoldu. İsviçre Merkez Bankası, Maliye Bakanlığı ve bankacılık denetleme kurumu tarafından arandı. İrlanda cumartesi günü İngiltere’yi gerçekten yendi ama görüşmelere ara vererek maçı bir İrlanda barında izleyen Kelleher sadece bir bardak bira içebildi.

© The Financial Times Limited