Üç aile tek çadırda yaşıyoruz

6 Şubat depremlerini üzerinden bir ay geçti ancak hala hayatta kalanlar sokaklarda korku içinde yaşıyor. Birçok depremzede barınma sorunuyle baş etmeye çalışıyor. BBC'ye konuşan Savaş Yücesoy, "Üç aile tek bir çadırda yemek yiyor, tek bir çadırda yaşıyor ve oturuyoruz" dedi

Üç aile tek çadırda yaşıyoruz
07 Mart 2023 Salı 10:44

banner9

Depremzede Songül Yücesoy, Samandağ'da bulaşıklarını dikkatle yıkıyor, tabakları ve çatal bıçakları sabunluyor, ardından köpükleri durulayıp kurumaları için seriyor. Bu durumun normalden tek farkı, Yücesoy'un yıkık evinin gölgesinde oturuyor olması. Ailenin evi endişe verici bir açıyla eğilmiş, pencere çerçeveleri dışarı sarkmış ve paslı demir çatının büyük bir parçası da bahçeye düşmüş.

Türkiye ve Suriye'de meydana gelen yıkıcı depremlerin üzerinden bir ay geçti. Yetkililerin açıklamalarına göre sadece Türkiye'de can kaybı sayısı 45 binden fazla. Suriye'de ise 6 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Hayatta kalanlar ise belirsiz bir gelecekle karşı karşıya. Depremzedelerin en ciddi sorunlarından biri de yaşayacak güvenli bir yer bulmak. En az 1 milyon 500 bin insan şu anda evsiz ve onlara uygun bir barınak bulmanın ne kadar süreceği de belli değil.

AFAD, yaklaşık iki milyon kişinin deprem bölgesini terk ettiğini açıkladı. Bazıları ülkenin başka yerlerinde arkadaşlarının ya da sevdiklerinin yanına gitti. Bölgeden ayrılmak isteyenler için uzun süredir uçuşlara ve trenlere bedava ulaşım sağlandı.

Aile Samandağ'ı terk etmemekte kararlı

Ancak Akdeniz kıyısındaki Samandağ ilçesinde yaşayan Yücesoy, ailesiyle birlikte hiçbir yere gitmeyeceğini açıkça belirtti. Depremzede yaşadığı durumlu alakalı "Bu bizim için çok önemli. Bundan sonra ne olursa olsun, evimiz yıkılsa bile burada kalacağız. Burası bizim evimiz, yuvamız. Sahip olduğumuz her şey burada. Buradan ayrılmayacağız" sözlerini kullandı.

Birçok depremzede değerli mobilyalarını evlerden özenle çıkardı ve dışarı taşıdı. Deprem bölgesine bakarken sokaklarda cilalı ahşap bir sehpanın üzerinde Kuşadası tatil beldesini resmeden deniz kabuklarından yapılmış bir hediyelik resim hatta küflenmiş bir portakalın durduğu büyük bir kase görmek mümkün. Ancak evin içinde oldukça normal görünen şeyler sokakta otururken garip ve yersiz hissettiriyor.

Şu anda aile, hasar gören evlerinden sadece birkaç adım ötede üç çadırda yaşıyor. Orada uyuyan ve yemek yiyen aile, yemeklerini küçük bir kamp ocağında pişiriyor. Doğru düzgün bir tuvaletleri yok ancak banyodan bir tane klozet çıkarmışlar ve ahşap bir kulübeye tesisatını çekmeye çalışıyorlar. Aile küçük bir duş alanı bile oluşturmuş, ancak her şey çok derme çatma ve yaşanılan mahremiyet eksikliği çok açık durumda. Çadırların çoğu sıkışık ve kalabalık.

17 akrabasını kaybetti

Yücesoy geçen ayın o ve ailesi için acı dolu olduğunu paylaştı. Depremde on yedi akrabası öldü, kız kardeşi Tülay ise resmi olarak kayıp. Depremzede kardeşi için "Hala enkaz altında olup olmadığını bilmiyoruz. Cesedinin henüz çıkarılıp çıkarılmadığını bilmiyoruz. Bekliyoruz. Yas tutmaya başlayamıyoruz. Kaybettiğimiz kişiyi bile bulamıyoruz" sözlerini paylaştı.

Yücesoy'un kayınbiraderi Hüsamettin ve 11 yaşındaki yeğeni Lozanİskenderun'daki apartmanlarının uyudukları sırada üzerlerine çökmesi sonucu hayatını kaybetti. Evlerinden geriye kalanlar ise mahvolmuş bir enkaz yığını olarak duruyor. Mahalledeki komşular depremde üç apartman bloğunun yıkıldığını paylaştı. Yücesoy kaybettiği akrabaları için "Lozan'ın cansız bedenini buraya getirdik. Onu morgdan aldık ve Samandağ'da bize yakın bir yere gömdük. Hüsamettin de kimsesizler mezarlığına gömülmüş, ismini orada gördük" sözlerini sarf etti. 

1 milyon 500 bin kişi hala deprem bölgesinde

Depremin yarattığı evsizlik krizinin bu denli vahim olmasının nedeni, ayakta kalan güvenli alanların az olması. 160 binden fazla bina çöktü ya da ağır hasar gördü. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) en az 1 milyon 500 bin insanın hala deprem bölgesinde olduğunu ancak yaşayacak yerleri olmadığı tahminlerini paylaştı. Gerçek rakamı ise bilmek zor ve tahmin edilenden çok daha yüksek olabilir.

Yeterli çadır yok

Geçici kabinler kuruluyor, ancak sayıları yeterli değil. Ortak alanlardan, molozların arasına her yerde çadırlar ortaya çıktı ancak hala yeterli sayıda çadır yok. Türk Kızılayı'nın vergi mükellefleri tarafından finanse edilen çadır stoğunun bir kısmını maliyet fiyatına da olsa bir yardım grubuna sattığı haberi ise ülkede hayal kırıklığı ve öfkeye yol açtı. Bazı şehirlerde insanlar hala kamu binalarının içinde yaşıyor.

Adana'da bir voleybol sahasına serilmiş battaniye ve minderlerin üzerinde uyuyan aileler var. Liman kenti İskenderun'da tren istasyonunda park etmiş iki treni evleri haline getiren aile, koltuklarını yatağa dönüştürmüş. Bagaj rafları kişisel eşyalarla dolu ve oradaki personel her şeyi temiz ve düzenli tutmak için elinden geleni yapıyor.

Özellikle çocuklar zor durumda

Yücesoy, çocuklarının da zor durumda olduğunu söyledi. Depremzede çocuklarının ne oyuncaklarına ulaşabildiğini ne de eğitimlerine devam edemediklerini paylaştı. Yücesoy çocuklarının yaşadıklarını şöyle anlattı: Sıkılıyorlar, onları meşgul edecek hiçbir şey yok. Sadece oturuyorlar. Telefonlarıyla oynuyorlar, sonra da şarjları bitince erkenden yatıyorlar

"Artçı sarsıntılar yüzünden uyumak zor"

Gece çöktüğünde depremzedelerin işleri daha da zorlaşıyor. Paylaşılanlara göre Samandağ'da şu anda elektrik yok. Yücesoy, beyaz çadırlarının üzerindeki Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği logosunun hemen üzerine renkli ışıkları yerleştirdiğini söyledi. Aile kendi ülkelerinde evsiz kaldı, mülteci değiller ama yine de her şeylerini kaybetmiş durumdalar. Yücesoy ışıklar için "Lambaları görünsün diye buraya koydum. Hava karardığında korkuyoruz. Elektriğin olmaması büyük bir sorun. Yaşadığımız korku çok büyük ve tüm gece boyunca artçı sarsıntıları hissediyoruz, bu yüzden uyumak zor" açıklamasını yaptı.

"Biz özgür insanlarız"

Songül Yücesoy'ün kocası Savaş Yücesoy ise yaşadığı çaresizliği "Biz özgür insanlarız, özgürlüğe, bağımsızlığa, herkesin kendi evinde yaşamasına alışkınız. Ama şimdi üç aile tek bir çadırda yemek yiyor, tek bir çadırda yaşıyor ve oturuyoruz. Bunların hepsi bizim için yeni, geleceğin ne getireceğini bilmiyoruz ve her zaman korku var. Evlerimiz yıkıldı, bundan sonra ne olacak? Bilmiyoruz" diye konuştu.


İlgili Galeriler
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.